04.06.2025 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda kabul edilen ve kamuoyunda 10. Yargı Paketi olarak anılan yeni düzenleme, ceza infaz sisteminde kapsamlı değişiklikler getirmiştir. Resmi adı “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” olan bu paket, ceza adaleti alanında uzun süredir tartışılan konulara çözüm sunmayı hedefleyen bir ceza infaz düzenlemesi niteliğindedir. 10. Yargı Paketi ile getirilen yenilikler; denetimli serbestlik koşullarının yeniden düzenlenmesinden mükerrer suçlarda koşullu salıverilme imkanlarına, konutta infaz uygulamasının genişletilmesinden iyi hal indirimi kriterlerinin sıkılaştırılmasına kadar pek çok alanı kapsamaktadır. Ayrıca kasten yaralama ve tehdit suçu gibi bazı suç tiplerinde ceza alt sınırları yükseltilerek caydırıcılığın artırılması amaçlanmıştır.
Bu yazıda, 10. Yargı Paketi ile hukuk sistemimizde meydana getirilen önemli değişiklikler başlıklar halinde incelenmiştir. Yapılan reformların amaçları ve toplumsal etkileri de ayrıca ele alınmaktadır.
[ez-toc]
10. Yargı Paketi İle Ceza İnfaz Sisteminde Yapılan Değişiklikler
10. Yargı Paketi, ceza infaz sistemi üzerinde köklü değişiklikler yaparak hem infaz sürecini hem de infaz sonrası topluma kazandırma süreçlerini etkilemektedir. Bu paket ile ceza infaz kurumlarında geçirilen sürelerin adil bir şekilde belirlenmesi, suçluların ıslahı ve toplum düzeninin korunması hedeflenmiştir. Özellikle son yıllarda dile getirilen “cezasızlık algısı”nı ortadan kaldırmak ve adalet duygusunu güçlendirmek amacıyla, infaz yasalarında bir dizi reform hayata geçirilmiştir.
Yeni düzenlemeyle, bazı suçlar için hükümlülerin cezaevinde kalma süreleri ve koşullu salıverilme şartları yeniden tanımlanmıştır. Böylece ceza adaletinde hem caydırıcılık artırılmakta hem de infazın daha etkin ve insan haklarına uygun şekilde gerçekleştirilmesi sağlanmaktadır. Aşağıda 10. Yargı Paketi’nin getirdiği değişiklikler alt başlıklar halinde detaylandırılmaktadır.

10. Yargı Paketi Madde Başlığı | Düzenleme Açıklaması |
---|---|
Ceza Süresi Altında Koşullu Salıverilme | 2 yıl altındaki cezalarda koşullu salıverilme tarihine kadar cezanın %10’u infaz kurumunda geçirildikten sonra denetimli serbestlik imkanı verilir. |
Cezası Az Olan Hükümlüler | Aldıkları ceza ile orantılı süreyi cezaevinde geçirmek zorundadır. |
İkinci Tekerrür Durumu | 4/3 oranında iyi hâl ile infaz edilmesi şartıyla koşullu salıverilmeden yararlanılabilir. |
Hafta Sonu ve Gece İnfaz Uygulaması | Kasten işlenen suçlar için sınır 1 yıl 6 aydan 3 yıla, taksirli suçlar için 3 yıldan 5 yıla çıkarıldı. Haftalık infaz sistemi uygulanabilecek. |
Konutta İnfaz Uygulaması | Kadın, çocuk ve yaşlı hükümlüler için konutta infaz süreleri artırıldı. 80 yaş üstüne 5 yıl altı hapis cezaları evde infaz edilebilir. |
Ağır Hastalık ve Engellilik Durumu | Toplum için tehlike oluşturmayan, ağır hasta veya engelli kişiler cezalarını konutta infaz edebilir. |
Doğum Yapan Kadın Hükümlüler | 3 yıl sınırı 5 yıla çıkarıldı. 5 yıla kadar ceza alan doğum yapmış kadınlar cezalarını evde çekebilir. |
Trafik Güvenliğini Tehlikeye Atma | 4 aydan 2 yıla kadar hapis cezası uygulanacak. Hayati tehlike oluşturan sürüşlerde ceza artırıldı. |
Uyuşturucu / Alkol Etkisinde Araç Kullanma | Ceza sınırı 3 aydan 6 aya çıkarıldı. Yeni aralık 6 ay ile 2 yıl arası hapis cezası olacak. |
Kasten Yaralama Suçu | Hapis cezası %50 oranında artırıldı. |
Basit Tehdit Suçu | Alt sınır 2 ay hapis cezası olarak belirlendi. |
Nitelikli Tehdit Suçları | Silah, maske, örgüt gibi durumlarda cezanın alt sınırı 5 yıldan 7 yıla çıkarıldı. |
Suçta Başkasını Kullanma | Müebbet hapis cezası gerektiren suçlarda bu durum cezayı artırıcı sebep sayılacak. |
Noterlik Kanunu Düzenlemesi | Disiplin cezaları açık ve öngörülebilir hale getirilerek yeniden düzenlendi. |
Denetimli Serbestlik Uygulamasında Değişiklikler
Cezanın Belirli Bir Kısmının Cezaevinde Çekilmesi Zorunluluğu
Denetimli serbestlik uygulamasına ilişkin en önemli değişikliklerden biri, hükümlülerin cezalarının bir kısmını cezaevinde geçirme zorunluluğudur. Önceki uygulamada, bazı durumlarda hükümlüler hiçbir fiili hapis yatmadan doğrudan denetimli serbestlikten yararlanabiliyordu. 10. Yargı Paketi ile bu duruma kısıtlama getirilmiştir. Artık koşullu salıverilmesine 1 yıl veya daha az süre kalan iyi halli hükümlülerin denetimli serbestlik tedbirine ayrılabilmesi için, kalan cezalarının en az onda birini (ve en az 5 gününü) cezaevinde geçirmiş olmaları gerekecektir. Bu düzenleme, hükümlünün cezasının küçük de olsa bir kısmını ceza infaz kurumunda çekmesini sağlayarak cezaların “çekilirliği” konusunda toplumsal güveni artırmayı amaçlamaktadır.
İyi Hal İndiriminde Yeni Kriterler
Mahkûmların ceza infaz kurumlarında gösterdikleri iyi hal nedeniyle aldıkları indirimler (iyi hal indirimi) de 10. Yargı Paketi ile yeniden ele alınmıştır. İyi hal indiriminin suistimal edilmesini önlemek ve objektif kriterlere bağlamak amacıyla yeni ölçütler getirilmektedir. Artık hükümlülerin iyi halden yararlanabilmesi için sadece cezaevinde disiplin cezası almamış olmaları yeterli olmayacak; aynı zamanda rehabilitasyon programlarına katılım, pişmanlık gösterme ve mağdura karşı tutum gibi somut kriterler de değerlendirilecektir. Bu sayede iyi hal indirimi uygulamasının daha adil ve güvenilir hale getirilmesi, toplum vicdanında adalet duygusunun güçlenmesine katkı sağlayacaktır.
Denetimli Serbestlik Uygulamasının Topluma Etkileri
Denetimli serbestlikte yapılan bu değişiklikler, ceza adalet sisteminin etkinliğini artırmayı ve toplumda adalet duygusunu pekiştirmeyi hedeflemektedir. Hükümlülerin cezalarının belirli bir kısmını cezaevinde geçirmesi, hem cezanın caydırıcılığını artıracak hem de hükümlünün ıslahına katkı sunacaktır. Böylece tamamen dışarıda cezasını çekme algısı yerine, cezanın bir bölümü hapiste geçerek sorumluluk hissi pekişecektir. Bu düzenlemeler aynı zamanda suçluların topluma kazandırılması sürecini iyileştirmeyi amaçlamaktadır. Ceza infaz kurumunda geçirilen süre zarfında uygulanan eğitim ve rehabilitasyon programlarıyla, hükümlülerin salıverildikten sonra yeniden suç işlemesinin önlenmesi hedeflenir. Sonuç olarak, denetimli serbestlik uygulamasındaki reformlar hem toplum güvenliğini artıracak hem de hükümlülerin tekrar suç işlemesinin önüne geçmeye yönelik yapıcı bir yaklaşım sunacaktır.
Mükerrer Suçlulara Yönelik Yaptırımlar
10. Yargı Paketiyle yapılan bir diğer kritik düzenleme, mükerrer suç (tekrar suç işleme) hâlindeki hükümlülere ilişkin infaz hükümlerinde olmuştur. Özellikle mükerrer suçlular yani ikinci defa tekerrür hükümlerine tabi olan hükümlüler için koşullu salıverilme (şartlı tahliye) imkânı yeniden düzenlenmiştir. Bu kapsamda, daha önce ikinci kez tekerrür durumunda şartlı tahliyeden yararlanma imkanı oldukça kısıtlı iken, yeni düzenleme ile belli şartlar altında bu kişilere de koşullu salıverilme hakkı tanınmaktadır.
Yapılan değişikliğe göre, ikinci kez tekerrür hükümleri uygulanan hükümlüler süreli hapis cezalarında cezalarının dörtte üçünü infaz kurumunda iyi halli olarak tamamladıklarında koşullu salıverilme talep edebilecektir. Örneğin, ikinci kez tekerrüre düşmüş bir hükümlünün ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alması halinde 39 yılını, müebbet hapis cezası alması halinde 33 yılını, süreli hapis cezası almışsa en fazla 32 yılını cezaevinde geçirmesi şartıyla şartlı tahliye imkânı doğacaktır. Bu düzenleme, bir yandan tekrarlayan suçluların cezalarının büyük bölümünü hapiste geçirmesini sağlayarak caydırıcılığı korumakta, diğer yandan da iyi hâlli hükümlülere kalan yaşamları için bir umut penceresi sunmaktadır. Böylece infaz sistemi, mükerrer suç işleyenler açısından da kontrollü bir esneklik kazanmıştır.
Ankara Ceza Avukatı
Konutta İnfaz Uygulamasının Genişletilmesi
Türkiye’de ceza adalet sisteminde insani yaklaşımlar içeren 10. Yargı Paketi, konutta infaz (evde infaz) uygulamasında da önemli değişiklikler getirmiştir. Bu düzenlemeler, özellikle belirli yaş gruplarındaki ve bazı özel durumdaki hükümlüler için cezanın cezaevi yerine konutta infaz edilmesinin önünü açarak ceza infaz sisteminde daha insani ve esnek bir yaklaşım benimsenmesini amaçlamaktadır. Yeni konutta infaz hükümleri, yaşlı, hasta ve kadın hükümlülerin cezaevine girmeden cezalarını ev ortamında çekebilmeleri için kapsamı genişletmektedir.
Konutta İnfazın Kapsamı Ne Şekilde Genişletilmiştir?
Yeni düzenlemeyle birlikte, konutta infaz uygulamasından yararlanabilecek hükümlülerin kapsamı genişlemiştir. Buna göre:
- Kadın hükümlüler veya 65 yaşını doldurmuş hükümlüler, toplam 3 yıl veya daha az süreli hapis cezalarını cezaevine girmeksizin konutlarında infaz edebilecekler.
- 70 yaşını doldurmuş kişiler için bu süre sınırı 4 yıla, 75 yaşını doldurmuş kişiler için ise 5 yıla çıkarılmıştır. Yani daha ileri yaştaki hükümlüler biraz daha uzun süreli cezalarını evde çekebilecektir.
Bu düzenleme sayesinde özellikle yaşlı ve kadın hükümlülerin cezaevinin zor koşullarına maruz kalmadan cezalarını çekmeleri mümkün kılınmıştır. Ceza infaz sisteminde daha insani bir yaklaşım benimsenerek, belirli şartları taşıyan hükümlülerin toplumsal hayatlarından tamamen kopmamaları hedeflenmektedir.
Ayrıca, cezaevinde hayatını yalnız idame ettiremeyecek derecede ağır hasta veya engelli olan hükümlüler de Adli Tıp Kurumu raporuyla evde infazdan yararlanabilecektir. Bu kural, terör suçları dahil tüm suçları kapsamaktadır; ancak ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum olanlar evde infaz kapsamının dışında tutulmuştur. Evde infaza ilişkin karar, infaz hâkimi tarafından verilecek ve hükümlünün durumu belirli aralıklarla incelenerek iyileşme halinde bu karar kaldırılabilecektir. Böylece, ceza infaz kurumunda kalması sağlık açısından imkânsız hale gelen hükümlüler için evde infaz yolu açılarak daha adil ve vicdani bir infaz sistemi sağlanmaktadır.
Doğum Yapan Kadınlar İçin Yeni Düzenleme
10. Yargı Paketi, kadın hükümlülere yönelik özel bir infaz kolaylığı da getirmiştir. Doğum yapmış kadınların belirli şartlarda cezalarını evde çekebilmesine imkan tanınmaktadır. Yeni düzenlemeye göre, doğum yaptığı tarihten itibaren 6 ay geçmiş olan ve toplam 5 yıl veya daha az süreli hapis cezasına mahkum olan (ya da adli para cezası infaz aşamasında hapse çevrilen) hükümlü kadınların cezaları, infaz hâkimince verilecek kararla konutunda infaz edilebilecektir. Bu sayede küçük bebeği olan kadın hükümlüler, bebeklerinin kritik ilk aylarında cezaevine girmek zorunda kalmadan, evlerinde cezasını çekebileceklerdir.
Belirtilen bu evde infaz kararı verilirken, hükümlü kadın hakkında tabi olduğu infaz rejimine göre koşullu salıverilme ve denetimli serbestlik hükümleri aynen uygulanmaya devam edecektir. Yani cezanın evde infaz edilmesi, hükümlünün şartlı tahliye ve denetimli serbestlikten yararlanma haklarını ortadan kaldırmamaktadır. Bu düzenleme, anne ve çocuğun bir arada olabilmesini sağlayarak aile birliğini korumayı ve çocuğun annesinden ayrı kalmasının doğuracağı travmaları önlemeyi hedeflemektedir.
Hafta Sonu Ve Gece İnfazı Uygulaması
Yeni yargı paketiyle ilk defa hayatımıza giren uygulamalardan biri de hafta sonu veya gece infazı imkânıdır. Belirli koşulları sağlayan kısa süreli hapis cezası hükümlüleri, cezasını hafta sonları veya geceleri cezaevinde geçirip haftanın kalan zamanlarında serbest kalabileceklerdir. Bu infaz modeli, hükümlülerin toplumsal hayattan tamamen kopmamalarını sağlarken aynı zamanda cezalarını çekmelerine de olanak tanır.
Düzenlemeye göre, kasten işlenen suçlarda toplam 3 yıl veya daha az hapis cezası alanlar ile taksirle işlenen (ihmal sonucu oluşan) suçlarda toplam 5 yıl veya daha az hapis cezası alan hükümlüler, talep etmeleri halinde infaz hakimliği kararıyla hafta sonu ya da gece infazı uygulamasından yararlanabilecektir. Örneğin, bu kapsamda olan bir hükümlü cezasını hafta sonu infazı şeklinde çekmek isterse, her hafta Cuma akşamı cezaevine girip Pazar akşamı çıkacak şekilde cezasını yatabilecektir. Gece infazında ise hükümlü, hafta içi her akşam (veya uygun görülürse belirli akşamlar) saat 19.00’da cezaevine girip ertesi sabah 07.00’de çıkarak cezasını geceleyin infaz edecektir. Bu uygulama, hükümlünün iş yaşamını ve aile düzenini asgari düzeyde etkileyecek şekilde tasarlanmıştır.
Hafta sonu ve gece infazı kararları infaz hakimi tarafından, hükümlünün talebi ve durumunun uygunluğu değerlendirilerek verilir. Hükümlülerin bu özel infaz sürecinde kurallara uyması zorunludur; elektronik kelepçe gibi denetim araçları ile izleme yapılabilecektir. Belirlenen yükümlülüklere aykırı davranılması halinde bu imkân iptal edilerek hükümlünün kalan cezasını geleneksel şekilde cezaevinde çekmesi sağlanacaktır. Bu yenilikçi infaz yöntemi, hükümlülerin topluma entegrasyonunu kolaylaştırmayı ve cezanın bireyin geleceğine olumsuz etkilerini en aza indirmeyi amaçlayan insani bir yaklaşım olarak değerlendirilmektedir.
İnfaz Hesaplama Programı
Suça Teşebbüs Hükümlerine İlişkin Hapis Cezaları Arttırılmıştır
10. Yargı Paketi, yalnızca infaz yöntemlerinde değil, ceza hukuku hükümlerinde de bazı değişiklikler getirmektedir. Bunlardan biri de suça teşebbüs halinde uygulanan cezalara ilişkindir. Türk Ceza Kanunu’nda yapılan değişiklikle, bir suçun işlenmesine teşebbüs edildiğinde verilecek hapis cezasının alt ve üst sınırları artırılmıştır. Böylece ağır suçların teşebbüs aşamasında kalması durumunda bile daha caydırıcı cezalar öngörülmektedir.
Yapılan düzenleme özetle şöyledir: Suça teşebbüs halinde, failin alacağı süreli hapis cezasının sınırları yükseltilmiştir. Örneğin, normalde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren bir suça teşebbüste bulunulmuşsa, fail için öngörülen hapis cezası artık 13 yıldan başlayıp 20 yıla kadar çıkabilecektir (önceden bu aralık 12-20 yıl idi, üst sınır bir miktar artırıldı). Benzer şekilde, müebbet hapis cezası öngören bir suça teşebbüs durumunda verilecek cezanın aralığı 9-15 yıl iken 10-18 yıla yükseltilmiştir. Bu değişiklikler, suça teşebbüs edenlerin de işledikleri fiilin ağırlığına uygun, daha yüksek cezalarla karşılaşmasını sağlayarak caydırıcılığı artırmayı hedeflemektedir.
Bazı Suç Türlerinde Cezaların Alt Sınırları Yükseltilmiştir
Yargı paketinin bir diğer dikkat çekici yönü, bazı suç tiplerinde kanuni ceza alt sınırlarının yükseltilmesidir. Suçla mücadelenin etkinliğini artırmak ve cezaların caydırıcılığını sağlamak amacıyla belirli suçların minimum hapis cezası süreleri artırılmıştır. Bu kapsamda öne çıkan düzenlemelerden bazıları şunlardır:
Kasten yaralama suçunun basit halinin cezası için öngörülen alt sınır yükseltilmiştir. Önceden 1 yıl olan asgari hapis cezası, 1 yıl 6 ay (18 ay) olarak yeniden belirlenmiştir. Ayrıca, toplum huzurunu bozan ve tehlike arz eden bazı suçlarda da alt sınırlar artırılmıştır. Örneğin, meskûn mahalde ateş etme veya genel güvenliği kasten tehlikeye sokma gibi suçlarda verilecek cezaların miktarları yükseltilerek toplum güvenliğini tehlikeye atan eylemlerin daha ağır yaptırıma tabi olması sağlanmıştır.
Alt sınırı yükseltilen bir diğer önemli suç tipi ise tehdit suçudur. Tehdit fiillerinde etkin mücadele ve caydırıcılık amacıyla, belirli durumlar için ceza alt sınırında artışa gidilmiştir. Bu değişikliklerle ilgili detaylar, aşağıda ayrı başlıklar altında ele alınmıştır.
Kasten Yaralama Suçunda Ceza Alt Sınırlarının Yükseltilmesi
Kasten yaralama suçu, 10. Yargı Paketi ile ceza alt sınırı artırılan suçların başında gelmektedir. Kasten bir başkasının vücuduna acı veren, sağlığını veya algılama yeteneğini bozan fiillerin temel şekli için öngörülen asgari hapis cezası 1 yıldan 1 yıl 6 aya çıkarılmıştır. Yani bir kişiye bilerek ve isteyerek yaralayan fail, artık en az 1,5 yıl hapis cezası ile karşı karşıya kalacaktır. Bu, basit tıbbi müdahale ile giderilebilen basit yaralama hallerinde bile cezanın önemli ölçüde artacağı anlamına gelmektedir (önceden 4 ay – 1 yıl olan ceza aralığı, 6 ay – 1 yıl 6 ay şeklinde yükseltilmiştir). Özellikle suçun kadına karşı işlenmesi halinde alt sınır ayrıca artırılmakta; örneğin eskiden 6 ay olan asgari ceza, yeni düzenlemeyle 9 aya çıkarılmaktadır.
Kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinde de cezalarda artış sağlanmıştır. Mağdurun duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması, yüzünde sabit iz kalması, hayatını tehlikeye sokan bir durumun ortaya çıkması gibi ağır neticeler meydana geldiğinde, verilecek hapis cezasının alt sınırı eski düzenlemeye göre 1 yıl artırılmıştır. Örneğin, mağdurun yüzünde kalıcı değişikliğe yol açan bir yaralamada alt sınır 3 yıldan 4 yıla çıkarılmıştır. Keza, kemik kırılmasına neden olan kasten yaralamada alt sınır 5 yıldan 6 yıla yükseltilmiştir. Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmesi halinde ise cezanın alt sınırı 8 yıldan 10 yıla, üst sınırı 12 yıldan 14 yıla çıkarılarak bu en ağır neticeye de daha ağır bir yaptırım öngörülmüştür.
Bütün bu değişiklikler, kasten yaralama suçlarının cezalarında ciddi bir artış anlamına gelmekte ve özellikle kadına şiddet gibi toplumda hassasiyet oluşturan konularda daha caydırıcı bir ceza politikası benimsenmektedir.
Tehdit Suçunda Ceza Alt Sınırları Yükseltilmiştir
Toplum huzurunu bozan suçlardan biri olan tehdit suçu da 10. Yargı Paketi kapsamında cezaları ağırlaştırılan fiiller arasındadır. Yeni düzenlemeyle, tehdit suçunda bazı şekiller için hapis cezasının alt sınırı yükseltilmiş ve nitelikli hallerinin cezaları da artırılmıştır. Amaç, tehdit fiilleri ile daha etkin mücadele etmek ve caydırıcılığı güçlendirmektir.
Düzenlemeye göre, bir kimseyi mal varlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya başka bir kötülük edeceğinden bahisle tehdit etme fiilinde, mağdurun şikayeti üzerine verilecek hapis cezasının alt sınırı 2 ay olarak belirlenmiştir (önceki uygulamada adli para cezasına çevrilebilen veya daha düşük hapis cezaları söz konusuydu). Ayrıca, tehdidin silahla yapılması, failin kendisini tanınmayacak bir hale koyarak işlemesi, imzasız mektupla veya özel işaretlerle tehditte bulunulması; birden fazla kişi tarafından birlikte gerçekleştirilmesi ya da var olan/varsayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak tehdit suçunun işlenmesi gibi ağırlaştırıcı durumlarda, öngörülen hapis cezasının üst sınırı 5 yıldan 7 yıla çıkarılmıştır. Böylece hem basit tehdit fiilleri hem de nitelikli tehditler bakımından cezalar önemli ölçüde artırılarak, bu suçun caydırıcılığı yükseltilmiştir.
Toplumsal Etkiler Ve Amaçlar
10. Yargı Paketi ile hayata geçirilen tüm bu değişiklikler, Türk ceza adalet sisteminde daha adil, etkin ve insan odaklı bir yaklaşım tesis etmeyi amaçlamaktadır. Yapılan düzenlemelerin temel amacı, hem maddi ceza hukukunda hem de ceza infaz sisteminde daha insani ve topluma entegre edici bir yaklaşım benimsemektir. Özellikle yaşlı, hasta, kadın gibi belirli koşullara sahip hükümlülerin cezaevine girmeden cezalarını çekebilmeleri, cezaevlerindeki yoğunluğun azaltılmasına ve hükümlülerin topluma daha kolay kazandırılmasına katkı sağlayacaktır.
Denetimli serbestlik ve iyi hal indirimi gibi kurumlarda yapılan değişiklikler, toplumda adalet duygusunu zedeleyen “cezasız kalma” algısını gidermeyi hedeflemektedir. Hükümlülerin belirli bir süreyi mutlaka cezaevinde geçirmesi ve iyi hal uygulamasının sıkı kriterlere bağlanması, yasaların caydırıcılığını artırırken yargıya güveni de pekiştirecektir. Aynı şekilde, konutta infaz, doğum yapan kadınlara tanınan esneklik ve hafta sonu/gece infazı gibi yenilikler, cezanın infazını daha uygar ve sosyal hayata duyarlı hale getirerek hükümlülerin ıslahını ve topluma entegrasyonunu kolaylaştıracaktır.
Sonuç olarak 10. Yargı Paketi, ceza adaleti sistemimizde gerek infaz süreçlerinde gerek ceza miktarlarında önemli reformlar gerçekleştiren, geniş kapsamlı bir düzenlemedir. Bu reformlar, suçun önlenmesi, caydırıcılığın artırılması ve hükümlülerin topluma kazandırılması hedeflerini taşımaktadır. Türkiye’nin ceza adaleti sisteminde bir dönüm noktası olarak değerlendirilebilecek bu paket ile hem toplum huzurunun korunması hem de adaletin tesisi yönünde önemli adımlar atılmıştır.
Av. Yasemin ASLANBAY